31 Mayıs 2010 Pazartesi

Ofise tikildik, kaldik..



A$agidaki insanlar İsraili protesto ededursun, biz de ofislerimizde tikilip kaldik, surekli ofise dolan kuran seslerinden sinirimiz bozuldugu icin gulsek mi, yoksa dakika ba$i duydugumuz tekbir Allahuekber sesinden tirssak mi, haberlerden duydugumuz geli$meler yuzunden aglasak mi bilemedik.. Daha gelenler olacakmi$, hayir olsun diyorum...

27 Mayıs 2010 Perşembe

There's a new man in town demi$tim, Lady'mi$ o =)

Dunyayi kurtarma isini devrettim, Bodrum'a yerle$iyorum

Ya evet zamaninda cok idealist genclerdik degil mi? Cogsuperdik, mihemmeldik hatta.. Boyle en iyi okullarda okumu$, "felsefenin-edebiyatin-sanat tarihinin-sosyolojinin-psikolojinin" amina koymu$, ilgi alanlarin ne diye soruldugunda "egyptology, cryptology, mythology" falan diyen hiyarlardik evet. "Ah ne zekiyiz, ke$ke hic bir seyin farkinda olmayan o kucuk aptallardan olsak, ne mutlu olurduk" modlarinda sabahlara kadar dunyayi kurtari$imiz bitmiyordu, evet. Yaptik mi bir $eyler? Belki yaptik. Ama en nihayetinde degdi mi kendimizi paralamamiza? Peh sanmiyorum be Atam.

Gecenlerde cok ilginc bir sey ogrendim. Alerjinin vucutta olu$ma sureci, genetik degilmi$. Daha dogrusu insanin genetik kodunda bir maddeyle alakali kullanabilecegin maksimum miktar yazarmi$, ama hayatin boyunca bu miktara ulasamazsan, olene kadar alerji olmazmi$sin. Ama o limiti mesela 30 ya$inda a$arsan, vucudun alerjik reaksiyon gosterirmi$. Bunu nereden biliyorum? Partilerin ve alkol ortamlarinin gozbebegi olan bir arkada$imin, 30'undan sonra alkole alerjisi oldugu ortaya cikti. Zaten ne demi$ dinimiz, her $eyin fazlasi zarar. (Ahah, dincilerimize selam olsun!) Olay nerede bana baglaniyor? $oyle.. $imdi benim de gotumden geli$tirdigim bir teoriye gore, ya$ 11 itibariyle klasik muzige hayran olmak, 15 itibariyle felsefeye, antik yunan edebiyatina, Shakespeare'e falan dalmak, lise boyunca George Orwell senin Aldous Huxley benim, yok Sineklerin Tanrisi'nda kim neyin metaforuydu diye kafalari yemek, universitede de Kar$ila$tirmali Edebiyat gibi bir entelijansiya gayya kuyusunun icine batip ciktiktan sonra (arazli ciktik tabi, icimizde olmeyen bir Ted Mosby/Frasier prototipi geli$ti) artik entel dantel her boka kar$i bir titreme, bir kusma istegi, Rousseau misali bir dogala donu$, bir okuze tapma, ye$ile ko$ma, sadelige ozenme durtusu kendini gosteriyor. Allahtan dunyanin en hirsli, paragoz falan ama bildigin duz insanlarini icinde barindiran MBA egitiminden gectik de, bir gozumuz acildi, St. Augustin'le Aristo'nun tanriyi ve iyiligi algilayi$i di$inda da tarti$ilacak $eyler oldugunu gorduk dunyada. Sonra da ver elini ofis politikalari, ili$ki bulmacalari, ic dengelerin korunmasi derken.. Bugunlere geldik evelallah.

Sabah da gunluk toplu ta$ima sava$indan galibiyetle cikip masama oturdum, daha bismillah kahvalti ederken blog okuyayim gunum senlensin dedim, emme velakin, gunluk entelektuellik kapasitem bir kelime obegiyle tavana vurdugu icin bir anda doydum, hatta kusasim geldi, su andan itibaren bobiler.org mu neydi oyle geyik muhabbeti okuyacagim. Evet beni benden alan cumle "feminizmin fa$ist yansimalari". Aferin abi, devam. Ben de Lost geyigi falan yapicam i$tekilerle, hava sicak zaten belki su sava$i falan yapariz, egleniriz. Bunye cidden kaldirmiyo entel danteli bi noktadan sonra. Sinavlara falan calisirdik cafe'de, konu$malarimizdan i$killenen millet donup bize abuk subuk baki$lar atardi, hatta son toplu cali$mamizi bir Starbucks'ta Foucault ve Panoptikon teorisi uzerine yapmi$tik ki, bir nevi BBG evi teorisidir kendisi, ancak ilk etapta hapishaneler icin du$unulmu$tur, biz bunu konu$urken bir anda butun Starbucks bo$almi$ti, adamlarin i$lerini olumsuz etkilemi$tik ento$lar olarak. Neyse abi, dedigim $udur ki ben bu ento$ $alterini kapatiyorum artik, dunyayi falan da kurtarmiyorum aynen Beynimin Bodrumuna yerle$iyorum, bu da bana gore geyik muhabbeti, bobiler.org duzeyindeki durum komedilerini falani iceriyor. Cogta mutluyum. Kendime gunluk ento$ kotasi belirledim, uzerine ciktim mi erör veriyorum.. Hemen konuyu A$k-i Memnu'ya falan getiriyorum. Sistem overdrive olmuyor boylece.

20 Mayıs 2010 Perşembe

Tom Yam Soup

Insan yeterince uzak kalirsa, her bi seyi ozleyebiliyormus..

Tom Yam soup. Burada pok gibin yapsalar da, Singapur esansi yasamak icin bire bir..

Yalniz Singapur'daki o kadar aci ki (ve bunu cocukken kasik kasik pul biber yiyen ve hali hazirda minik biber tursularindan bir kavanoz bitirebilen biri olarak soyluyorum) yerken acidan yuzunuz kizariyor, burnunuz akiyor, sonunda da motoru feci halde bozuyorsunuz. Ama buradakine basiyorlar mantari, icinden topu topu 3 tane karides cikiyor, aci falan da degil. Yine de, nasil Almanya'da android kebap yiyorsak, burada da aci olmayan Tom Yam'a hayir diyemiyoruz.

19 Mayıs 2010 Çarşamba

maNga - We Could Be The Same

Bu sefer o kadar da fena gelmedi Manga'nin sarkisi, artik ne yaptilarsa, girisi disinda gayet dile dolanan bir sarki olmus.. Ama yine de abilerin kiyafet fecaat!! :)

18 Mayıs 2010 Salı

Supermarkette kaybolmus cocuklar kulubu

Bir arkadasim yapti bu tespiti. Biz, erken yasta ebeveynlerinden bir ya da ikisini kaybetmis cocuklar.. Kac yasinda olursak olalim, her daim "supermarkette kaybolmus cocuk" hissiyatini icinden cikaramayan, bizi seven, ilgilenen, bir sekilde pek de alakamiz olmadigini bildigimiz halde yanimizdan uzaklastir(a)madigimiz insanlarla dolup tasan hayatlarin sahipleri..

Sanirim aradigimiz sey, tam da kosulsuz sevgi. Biri ciksin gelsin, ve "I'll love you, forever and always, whatever comes" desin, bizim de icimiz erisin. Her turlu olumsuzlugunu silelim, gormezden gelelim falan. Aslinda daha derine inmek gerekirse bence anne kaybi insanda ne kadar sevgiye aclik yaratiyorsa, babanin erken yasta kaybi da hayata karsi guvensizlik yaratiyor. Hangisi daha kotu, cok sevdigim birinin de dedigi gibi aslinda zugurt tesellisi. Kimimiz yasimiz ne olursa olsun bize karsi sevgi duyan her ruhta anne sefkatini arayacak, kimimiz de yanimizda olmak isteyene karsi guvensizlik duyacak. Ama bilecegiz ki yalniz degiliz.

Bu gok kubbenin altinda, icinde daimi bir kayip cocuk tasiyan nice ruh dolasiyor.

FlashForward'in Ruhuna El Fatiha.. V Tam Gaz Devam!!


15 Mayıs 2010 Cumartesi

There's a new man in town!








Dex is back!! Fully recovered.

On air September 26th, 2010.

EasyWords

Almanya'da bilgisayar muhendisligi okuyan bir arkadasim, bir sure once EasyWords adinda, yabanci dil ogretme amacli bir program gelistirdi. Ingilizce, Almanca ve Turkce ogrenmek icin kullanilabiliyor program ve ileri duzey ingilizcesi olan kisiler icin de TOEFL, IELTS ve GMAT gibi sinavlara hazirlik icin ozel bir database'i de mevcut.

Bilgisayariniza kurduktan sonra istediginiz dilde ve level'da sozluk seciyorsunuz ve program belirli araliklarla size sectiginiz sozlukten coktan secmeli sorular sormaya basliyor. Bu zaman araligini da istediginiz gibi belirleyebiliyorsunuz.. Mesela saatte bir soru sorabilir, ya da yarim saatte bir, ya da ogle arasinda yarim saat boyunca surekli sorabilir, bu tamamen size kalmis. Bu nedenle de calisirken rahatlikla dil de ogrenmeye devam edebiliyorsunuz program sayesinde. Beni dumurlara ugratansa programin bedava olusu oldu.. Bana kalsa boyle muthis bir fikirle ortaya cikmisim, soke soke alirim walla hakkimi ama arkadasim bagisla calisiyor, hayatindan da memnun, bu nedenle diyebilecegim bir sey de yok haliyle. Ben kendi adima almanca calismaya basladim bu programla, hala da devam ediyorum, ama GMAT sozlugunu de gordum hayvanlar gibi!! Sinava girmeden once keske boyle bir tool olsaydi Turkiye'de dedim, ama tabi kismet boyle isler degil mi sayin en degerli izleyiciler? Sevgiler efenim, saygilar efenim.. Hurmetler.

http://www.easywords.de


8 Mayıs 2010 Cumartesi

Bir Garip Ariza Adam

Bir adamin "ariza" oldugunu dusunmemiz icin hayatta kac kusurlu hareket yapmis olmasi lazim?

Hangi kusurlaridir insanlari gozumuzde "olmaz"lar listesine sokan?

Bir adamin daha onceden evlenip bosanmi$ olmasi kusur olarak algilanabilir bazi kadinlar tarafindan. Ya da eski karisi mesela hala bari$mak istiyordur, ve adami tehdit ediyordur "seni de hayatindakileri de pi$man ederim bana donmezsen" diye..

Bazi kadinlar icin cocugu olmasi dokuz kusurlu durumdan biri olarak sayilabilir. Size kar$i onceligin hep onda olacagini bilmek ho$unuza gitmeyebilir..

Bazi insanlar a$iri dincileri sevmez, kendisi veya bir akrabasi tarikatlara kari$mi$ kimseleri istemez hayatinda..

Bazilari da dinsiz adami sevmez, ya da ateist mesela, "illa bir inanci, Allah korkusu olsun" der.. Hesapla$acak bir vicdani yoksa insanin hayatta her turlu halti yiyebilecegini du$unur..

Bazi kadinlar hayata ve insanlara kar$i olan inancini ve guvenini yitiren erkeklerden ho$lanmazlar. Bu adamlara herhangi biri icin killarini kipirdatmak bile agir gelir, zamaninda yedikleri silleden toparlanamadiklari icin hala gereksiz gorurler a$k icin caba gostermeyi..

Bazilari (ki ben de bunlardan biriyim) kar$isindaki kadina "kiyabilen" erkegi arizali olarak gorur.. Mesela gecenin bir yarisi, bir erkek bir kadini Istanbul'un ortasinda bir otobus duragina atip, "hadi sen buradan bir otobuse binip gidersin" diyerek, gaza basip uzakla$iyorsa, bu adamdan hic bir noktada hayir gelmez o kadina. Bu kadar ufak bir konuda bile kaderiyle ba$ba$a birakiyorsa kadini, daha major olaylarda ne kadar ileri gidebilecegini kestiremezsiniz.

Peki ya bu saydiklarimin hepsi mevcutsa bir adamda? Sanirim o zaman, kendisine "issiz adam" demeyi birakip, rahatlikla "ariza adam" demeye ba$layabilecegimiz an gelmi$ demektir. Ne desem ki Freudcan, "gotum gotum kacmak gereken" bir ki$iymi$ cidden, Eliza, iyi ki dinlemi$im sizi de temkinli yakla$mi$im, yoksa sittin sene arabesk postlarimi cekmek zorunda kalirmi$siniz.

Bildigin Prenses









Anne Hathaway in her Valentino gown.

Celebrities in Embarrassing Moments






Alkol muayenesi engeline takilan bir adet Cansu Dere.

Polis abi promil olcerle yaklasiyor..













"Yea neoluyo yeaaaa" bakisi..











Ve her alkollu gecede basa gelen trajikomik olayin ardindan yasanan engellenemez sinir portlemesi..

gulme krizi =)

Osmanli Tokadi








Viva Selcuk Erdem!!


Life slaps you in the face hard, when you act smart and plan your every move. In this case, in the shape of an idiot =)

7 Mayıs 2010 Cuma

Lost'ta Titanic Tandansi

Evlat sevgisi nedir bilmez misiniz len?

Kim buyutecek $imdi Ji-Yeon'u?

Ayrica hani Jacob daha dugunlerinde bunlara vermisti gazi "hayattaki en degerli seyiniz a$kiniz, ona sahip cikin" diye.. Ahanda a$klari olume goturdu salaklari.. Sonucta cocugunu bile tercih etmedi a$kina Jin ve yok yere olmeyi tercih etti. Gerzek Sun da "ko$ la yevrumu koru, sahipsiz birakma" diyecegine mal mal bakti Jin'in intihar edi$ine.. Bu a$k mi onlari "candidate" haline getirdi Jacob'un yerine gecmek icin? Ada umurlarinda olan son $eydi len!! Buradan cikarilabilecek tek mantikli sonuc, aday olan "Kwon"un Ji-Yeon olu$udur. Zaten adaylarin genelde ya anne-baba issue'lari var (Jack, Hugo) ya da hepten annesiz/babasiz buyumu$ler (Sawyer, aday olmasa da Flocke'un da annesinin tirlatmi$ oldugunu ogreniyoruz), ki daha Benjamin var, Aaron var, Walt var cozume kavu$mami$.. Ji-Yeon da gayet psycho buyukbabasi tarafindan himaye altina alinip yetistirilmi$ bir "candidate" olabilir bence.

Su$i Kafasi


$irineye bak!!


Millet kavurdugu sogani bile pazardan alamaz oldu pahali diye, etin icine edildi, yurtdi$indan angus mu ne idugu belirsiz hayvanlarin etlerini satmak icin yeni pazar yarattilar 2 dakikada, ki hele $u soldaki ne$eli $irin daha 2 gun once anayasa degi$ikligi oylamasi sirasinda red/gecersiz oy verenler listesi yapilip da adi kondu diye bilgidin Zeus misali yere goge yildirim oklari savuruyordu...


$u ne$eli ilkokul cocugu haline bakin $imdi..

Iste bunlarin hepsini Su$i Kafasi'na borcluyuz!!!!

Yiyin, yedirin efenim..

(Sonra surat ifadeniz ivedilikle "=)"a donusecek)