9 Şubat 2009 Pazartesi

Idealizmden Surrealizme: Bir Absynthe Yolculugu


Her jung'un amaci sarhos olup icip sicmak degil midir ey ahali?


Sahsen benim degildi. Zamaninda eglenceden payini fazlasiyla almis biri olarak, tek derdim ideallerimi, tutkularimi gercege donusturmekti.


Bol bol da hayal kurduruyordu bu pislik sehir bana. Malum financial district'teki "euro" goz kirpiyodu her gecisimde.


Derken 181 no'lu otobuse atladim bir gun.






Indigim yerde Van Gogh'la karsilastim. Ama bi garip bakiyodu, tirstim. Al sunu ic, gecer dedi. Delidir ne yapsa yeridir dedim, ictim.



Beni oyle bir sehre yolladi ki sagolsun, ideallerim ve tutkularim gercegin de otesindeydi artik.




Belki euro heykeli (heykel?!) goz kirpmiyordu bana ama, etrafimdaki herkes dosttu. Van Gogh gitti. Ben ayaga kalktim. Biraktigim yerden devam ettim. Bir sureligine de olsa gerceklerden uzaklasmis olmanin verdigi hafiflik vardi adimlarimda.



Hiç yorum yok: