13 Kasım 2008 Perşembe

Oh Those French..




















Ah bu Fransizlar yok mu! Aurelien muthis yemeklerini yapip, inanilmaz servis kabiliyetiyle, super cici fransiz arkadasi Matthieu ve kulaga ziyafet fransiz chansonlariyla aklimizi basimizdan aldi.. Biz diyorum, cunku biliyorum ki en az benim kadar Alman ve Hintli arkadaslarim da buyulendiler. Uzun uzun konustuk, derken konu fransiz sinemasina geldi.. Dedim ben sizin bir aktorunuze - adi aklima gelmiyor simdi ama - bayilirim, dediler Jean Renau mu? Dedim onun hastasiyim ama ben baska birinden bahsediyorum.. Dediler Gerard Depardieu mu? Dedim kendisi bir klasiktir ama hayir yau ben baskasini seviyorum!


O zaman kesin Mathieu Kassowitz dediler.. Aman allahim ben ona Amelie'den beri tapiyorum ama o da degil! (Bu arada bir dusunme aldi beni, bahsettikleri butun aktorlere ayri ayri hayranim yahu ;) Derken konu Jeux D'enfants'a geldi.. Aman allahim o nasil bir filmdir? Ne Amelie kadar toz pembe, ne Ensemble C'est tout kadar olagan.. Biraz masal, biraz trajedi.









Hah dedim, iste ben basroldeki o adamin hastasiyim!





Ismi.. Guillaume Canet! Bingo! Kendisi hem Jeux D'enfants hem de Ensemble, C'est Tout'ta oynadi.. Hatta Amerikalilar onu The Beach'teki Fransiz cocuk olarak hatirlayacaklardir.. Ne kadar Fransiz arkadaslarim kendisinin tek artisinin super ingilizcesi oldugunu iddia etseler de, iyi oyuncu be adam. E biraz guzellikten de zarar gelmez hani ;)

Ardindan biraz muzik konustuk, Yann Thiersen'in Istanbul konserinin ne kadar pahali olusunu ve izlemeye gidemeyisimi anlattim, birlikte uzulduk.. Sonra noir desir seviyorum diye beni daha bi cok sevdiler ;) En son Aurelien'in elleriyle yaptigi elmali tartini yerken de Fransa'nin guneyiyle kuzeyi arasindaki farklari, hatta Lyon'un guneye yakin olup israrla biz kuzeye aidiz diye komplekse girdigini konustuk.. Allahim nasil kulturel paylasimlar, olecez yarebbim :P Ama kesinlikle Cin'e tercih etmekte hakliymisim Fransa'yi. Bir sekilde bu adamlarin tadi tuzu, muhabbeti, yapisi bize cok yakin. Eninde sonunda click ediveriyor insan! Bunu anladim..

2 yorum:

nikko dedi ki...

the beach hafiften ingiliz olan bir danny boyle filmidir. he zaten amerikan filmi demeye cüret etmemişsin ama gene bi hatırlatıyım dedim.

pharaoh dedi ki...

tenk yu sekerim sen ve yorumlarin olmasa hayat cekilmez olurdu :P