22 Kasım 2008 Cumartesi

Destanlar sadece kahramanlar icin midir?



ithaka'ya dogru yola ciktigin zaman,
dile ki uzun sursun yolculugun,
seruven dolu, bilgi dolu olsun.
ne lestrigonlardan kork,
ne kikloplardan, ne de ofkeli poseidondan.
bunlarin hicbiri cikmaz karsina,
duslerin yuceyse, govdeni ve ruhunu
ince bir heyecan sarmissa eger.
ne lestrigonlara rastlarsin, ne kikloplara, ne azgin poseidona,
onlari sen kendi ruhunda tasimadikca,
kendi ruhun onlari dikmedikce karsina.
dile ki uzun sursun yolun.
nice yaz sabahlari olsun,
essiz bir sevinc ve mutluluk içinde
onceden hic gormedigin limanlara girdigin!
durup fenike'nin carsilarinda esi benzeri olmayan mallar al,
sedefle mercan, abanozla kehribar, ve her turlu basdondurucu kokular;
bu basdondurucu kokulardan al alabildigin kadar;
nice misir sehirlerine ugra,
ne ogrenebilirsen ogrenmeye bak bilgelerinden.
hic aklindan cikarma ithaka'yi.
oraya varmak senin baslica yazgin.
ama yolculugu tez bitirmeye kalkma sakin.
varsin yillarca sursun, daha iyi;
sonunda kocamis biri olarak demir at adana,
yol boyunca kazandigin bunca seylerle zengin,
ithaka'nin sana zenginlik vermesini ummadan.
sana bu guzel yolculugu verdi ithaka.
o olmasa, yola hic cikmayacaktin.
ama sana verecek bir seyi yok bundan baska.
onu yoksul buluyorsan, aldanmis sanma kendini.
gectigin bunca deneyden sonra oyle bilgelestin ki,
artik elbet biliyorsundur ne anlama geldigini ithakalarin.


Konstantinos Kavafis

******

Hayatta herkesin bir ithaka'si olmali.. Bir seruveni, varacagi bir hedefi.. Vardigimiz hedef degil ama ona varis bicimimiz belirlemiyor mu zaten hayatimizin anlamini ?

Govdesini ve ruhunu saran o ince heyecan olmadan yasayabilir mi ki insan?
Kendi ruhunun karsisina diktigi canavarlarla nasil basa cikabilir ki baska turlu?
Hepimiz kendi destanimizin kahramanlariyiz aslinda..

******

Peki sizce Odysseus'un asil sinavi Troya savasi miydi? Ince zekasiyla kazandiracagi savas miydi onun seruveni? Hayir, Odysseus'u asil bekleyen sinav, savastan hemen sonra evi olan ithaka'ya donme cabalariyla gecirecegi 10 yildi.. Odysseus belki Achilleus kadar carpici bir lider degildi, ama onun gucu keskin zekasinda gizliydi.

Sonucta bir kahramani kahraman yapan secimleri degil miydi? Tekrar tekrar karsisina cikan cezbedici tuzaklara hayir diyebilme gucu degil miydi onu ozel kilan? Melih Cevdet Anday'in dedigi gibi:



kurekcilerim hasatsız denizi
kopurttuler kurekleriyle,
tez yuruyuslu gemi gun batarken
ulastı sirenlerin adasına,
yuregim kopacak gibiydi
kanatlanıp uçacak gibiydi,
ama sirenlerin izi bile yoktu ortada.
yalnız bir ezgi, ta derinden
ta icerimden gelen bir ezgi
basladı yavas yavas yukselmeye;
o yabansi, o buyulu turkuleri ben
soyluyordum sagir gemicilere
yalniz ben duyuyordum sirenleri.
kirke, bilge tanrıca, selam sana!
sag salim gectim kendimi.



Bu siirin sonundaki "sag salim gectim kendimi" her insanin hayatinin bir noktasinda soyleyebilmesini umdugum bir cümle gercekten de.. Herkesin ciktigi bir icsel yolculuk, bu yolculukta da kendi bilinmezleri yok mudur? Ve bu bilinmezlerle basa cikma bicimleri her zaman Anday'inki kadar cesaret icermeyebilir. Bazen gemiciler gibi kulaklarini tikamayi secebilir insan..

Bazense sirenleri dinlemeyi secer, ancak buyulerine kapilip yitip gitmek pahasinadir bu arzularıyla yuzlesip, yuzlestigi seyi kaldiramama durumu..

Bazi insanlarsa bilinmezleriyle / arzularıyla dogrudan yuzlesmeyi tercih eder ve bu sırada kendi sinirlarina da vakif olur, - sonucta her yolculuk aslinda bir sinirlarini belirleme durumudur der Bulent Somay - ki bu insan hayatinda cok onemli bir donum noktasidir.

Arzu hissini doyurmak, ya da onu yenmek degil, ama o arzuya sahip oldugunu kabullenmektir kendini gecmek, kendi sinirlarinin farkinda olarak.. Iste o zaman rahatca kurabilir insan o cümleyi.. Sag salim gectim kendimi...



******



Peki ya ithaka'ya vardiginda bekledigini bulamazsan? Acaba Odisseus'la Penelope'nin hikayesi gercekten de Odisseia'da anlatildigi gibi mi? Troya savasi ve donus yolculunda gecen 20 yilda Odisseus ne kadar degisti? Peki Penelope hic degismedi mi?

Sadece seruvene cikan mi degisir? Kalan, bekleyen.. "Yoksunluk" yasayan degismez mi???


Cagdas Yunan sairi Yannis Ritsos'un bu konuya deginen siiri cidden cok gercekci.. Modern Penelope yine de Odisseus'u bekler miydi - gelen adamin artik ayni adam olmadigini bilerek?



onu tanimamis degildi ocaktaki atesin belirsiz
aydinliginda;
adamin dilenci gibi pacavralar giymesi kendini gizlemek
için degildi
hayir. onun ozellikleriydi bunlar:
dizkapagindaki yara izi, kuvveti, kurnaz bakisi.
kadin korku icinde, duvara yaslanarak bir ozur aradi,
zaman kazanmaliydi hemen konusup kendini ele
vermemek icin.
bu adam icin mi harcamisti yirmi yilini bekleyip dusler
kurarak?
ak sakali kana bulanmis bu yoksul yabanci icin mi?
ne diyecegini bilemeden bir iskemleye coktu.
kendi olu isteklerine bakiyormus gibi
dikkatle bakti yerde oldurulmus yatan taliplerine
ve "hosgeldin!" dedi.
sanki cok uzaktan geliyordu sesi,
sanki bir baskasinindi bu ses.
kosedeki gergefin tavana vuran golgesi bir kafes gibiydi,
yesil yapraklar arasina parlak kirmizi ibrisimle isledigi kuslar
kulrengi ve kapkara kesildi birden bu donus gecesinde
son direncinin basik gogsunde alcaktan ucan.



Gelen, artik Odiseus degildi. Sevdigi adamin kabuguna burunmus bir yabanciydi kapidan iceri giren. Bunca yil olup olmedigini bilemeden, kapisina dayanan taliplerine - bazilarini sevmis de olsa - evet diyemeden, bekleyis icinde gecirdigi uzun yillar boyunca zihninde yasattigi Odisseus bu degildi. Saskinlik ve zorunlulukla soylenen o "hosgeldin" artik baska birinin sesiydi. 20 yillik yoksunlugun ardindan, simdi de bastirilmisliga ve mutsuzluga mahkum olmus bir kadinin sesiydi.



*******

Hiç yorum yok: