6 Temmuz 2009 Pazartesi

Birden sen gelsen aklima, Seni unutsam bazi bazi...

Dun Turk ailenin kiziyla konusurken hayatimda daha once nerelerde, kimlerle bulundugumdan bahsediyordum. O kadar garip geldi ki, zamaninda benim icin hayatin ta kendisi anlamina gelen seylerden bahsederken icim kipirdamiyordu bile.. Insan az da olsa bir seyler hissedebilmeyi bekliyor. Ama yok. O kadar yabancilasmisim ki her birine, anilar bile sanki baska insanlarla yasanmis gibi.. Eternal Sunshine of the Spotless Mind durumu olmus cok fena. Istemeden de olsa zamanin, insanlarin, uzakliklarin araya girmesiyle ben baskalasmisim, onlar yok olmuslar. Sanirim bu kadar yasanilan seyin arasinda, gercekten hala hatirladiklariniz, ya da hatirlarken yuzunuzu gulduren, gozunuzden yas getiren, ya da dusundurenler aslinda en gercek olanlar. Meger ne kadar da buyuk bir kismi havaya karisip gitmis. Belki de bu yuzden kendimi hic olmadigim kadar hafiflemis hissediyorum, kim bilir.. Zaman anilarin agirligini alip goturuveriyor belki de. Sahte esansin havaya karisip kaybolmasi gibi, kokunun sade ozu kaliyor sisenin dibinde.. Degerli olan da o zaten. Hayat kendi basina her seyi onariyor aslinda. Is, daha iyi gunlerin geldigini gorebilmek icin dayanma gucune sahip olabilmekte sanirim. Sonrasi kendiliginden geliveriyor.

Hiç yorum yok: