Ben de turk ailenin nazik teklifini kabul ederek, staj baslamadan once Ren kenarindaki son huzurlu gunlerimi gecirdim. Wiesbaden'de kendime buldugum o muthis cati kati hayallerimi suslemiyor degildi ama bir sekilde O-W'ye veda etmem icin zaman lazimdi..
Bos icki siseleri.. Size ne ifade ediyor bilmiyorum ama bana evimi hatirlatiyor. Hatta dostlugu, O-W'de kimin evine gitsem, ilk gozume carpan bos icki siseleri olurdu.. Bu aslinda bir bakima teklifsizligin, birinin evine gidip rahat rahat dolabi acip istedigin seyi icebilmenin verdigi keyfi sembolize ediyordu benim icin. Evimizde yaptigimiz her partiden sonra, mutfagi girilmez hale sokan o yerdeki dizi dizi siseler, resmen sek sek oynayarak evde dolasabilmemiz. Evi temizledikten sonra supermarkete geri iade etmeden once verandaya dizilmis siseleri gorunce gozlerime inanamamam, "Dun aksam kac kisi geldi bizim eve ya?" sorgulari :) Burada insanlarin en kolay paylastiklari sey ickileri. Belki sana adini soylemekten cekinebilir ama, istersen sana icki ismarlamaktan cekinmez kimse. Yanlis anlamamak gerek yalniz. Buradaki kasit, insanlarin iletisim biciminin bu yoldan geciyor olmasi sadece.. Ilk baslarda cok yadirgadigimi kabul etmeliyim. Hayatinda alkolun yeri bu kadar buyuk olan bir kulturden gelmedigim asikar, diger bir yandan iletisim kurmak icin alkole ihtiyac duymayan bir kultur bizimkisi. Ama kendi dunyalarinda, samimiyet icin atilan ilk adim belki de ickiyi paylasmak Almanlar icin. Ve bana ilk baslarda cok garip gelen bu goruntu, simdi yasadigim butun guzel gunlerin hatirasini getiriyor aklima. Ogrenciligin, uluslararasi ortamda artik din, dil ya da irklarin kimsenin umurunda olmayisinin, tembelligin, eglencenin, paylasimin sembolu bu icki siseleri. Daha bir ay gecti ama, Oestrich-Winkel'deki hayatimi ozledim mi ne?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder