Resmen annemin gelip beni böyle sarılarak yatağıma yatırıp masal okumasına falan ihtiyacım var. Bu modu yaratan ne mi? Tabi ki kadın erkek ilişkileri sahalarına geri dönmek.. O kadar uzun zamandır kafa yormamışım ki bu tarz konulara, cidden ne kadar ego şişirici ama aynı derecede olumsuz etkiler yaratabilen bir olgu olduğunu tahmin edememişim. Ya cidden komik. Hani günlük misali buradan kimle hangi saat ne oldu yazamicam şimdi ama şu ilginç, hayatımdaki erkek sayısı mutlaka kendini dengeliyor bir şekilde.. Birileriyle küstüm diyelim hop başka biri şıp diye damlıyor. (Evren bana bir şey mi demek istiyor?) Yani tabi kimseyle exclusive olmadığım için, hala çoğul sayılardan bahsedebiliyoruz. Mesela midemde kelebekler yaratan bir kişi var ki, yoğun bok yemelerim sonucu kankaya dönüşmek üzere, kelebeklerini öldürmek istediğim biri var ki, acaba fazla mı üzerine gidiyorum belki şans vermeliyim dedirtti ama yine de insan emin olmayınca olamıyor haliyle, sadece entelektüel açıdan uyumlu olduğum biri var ki hayatıma bir dalıp bir çıkmakta, ne istediğini ben de anlayamadım.. En son tamam dedim bundan cacık olmayacak bu saatten sonra, geldi easter'da bir şeyler yapsak mı ayağı çekti.. Uff.. Nerede kaldı ya adamla kadının göz göze geldiği an kuşların uçuştuğu ve bir ömür mutlu yaşanan ilişkiler? Annemi istiyorum ya!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
:))) Boyle "mavi boncuk tak da gel" donemlerinde hem dagilip, hem eglenip, hem ulaann? sorgularina girip, hem evrilip, hem ogrenip, arada bir yerde de illa ki anneeeaaa diyoruz di mi? Pek cici pek! :)
=)hihi.. ay çok şey oldum eliza, eheh, sevindirik oldum sanırım ;)
Yorum Gönder