4 Eylül 2009 Cuma

Almanya = Mezzanine


Neden nasil derseniz bilmiyorum.
Almanya'nin nev-i sahsina munhasir bir soguklugu, deliligi, umursamazligi, ozgurlugu, mukemmelligi var.
Bu sebepler cogu zaman onu aslinda olandan farkli gormeme sebep oluyor.
Mesela su yandaki resimler, Wiesbaden'deki evimin manzarasinin bir bolumu.. Gayet renkli olan bu manzarayi ben siyah beyaz goruyordum efenim, bildigin kisitli, limitli, sıkıcı, bunalimli, boguk, sus pus..

Iste bu nedenle ben Almanya'nin bana verdigi hisle Massive Attack'in Mezzanine'inin verdigi hissi birbirine cok benzetiyorum. Mukemmel bir parca, oldukca etkileyici, kendini ona teslim etmemek elde degil..
Ama bir yandan da bogucu, yorucu, insanin sinirlerini bozan, seytanlarini saklandigi yerden disari cikaran cinsten. Almanya da ondan kurtuldugun ana kadar seni ne kadar depresiflestirdigini hissettirmez sana, ay ne superim, mukemmelim, harikayim sanirsin.. Disari adimini attigin ansa "uff be ne depresifmisim oy gunes acti olley" modunda hayatina devam edersin. Sevmedigimden degil kesinlikle, ama genelde herkes Singapur'la Almanya'yi karsilastirmami istedigi icin bu aralar cok fazla dusunmeye vaktim oldu. Ve Almanya ayni Mezzanine gibi, sana mukemmel oldugunu, sadece dogru kistaslara gore mukemmel olmadigini gosteren bir ulke.. Verdigi tat hafif metalik, siyah beyaz, oldukca etkileyici ve keskin ama seni dogrudan mutlu eden, yasam enerjisi veren cinsten degil. Ben bugun bunu anladim efenim.

Hiç yorum yok: