Abi yine Almanya'dayim, yine ev paylastigim insan dogaclama cigirip boyle kendi kendine sarkilara eslik etmekten fazlasiyla zevk alan biri. Ay ben bu manyak almanlardan biktim ulen, mikrobiyotik diyet disinda yemek yemez, yoga manyagi, gider daga tirmanir gelir, egitim aldigi konu ise osteopathy, ki ne oldugunu bilen varsa beri gelsin. Soyle soyleyeyim, evin salonunda kocaman bir masaj koltugu ve garip masaj aletleri var. Masanin uzerinde insan eklemlerini aciklayan degisik ogrenme kartlari mevcut. Ziyadesiyle garip bir ortam ama kendisi super bi kisilik. Dun aksam bana EFT yapmayi bile ogretti. Bayiliyorum su almanlarin nev-i sahsina munhasir kisiliklerine. Bir tane de normal adam yok.. Ki olmasin zaten, boylesi benim icin daha makbul. Ucakta gelirken "500 summer days" diye bir film izledim. Onun etkisinde kaldim sanirim hala, bi turlu cikamiyorum. Boyle yuz sene biriyle beraber olup ayrilinca cat diye baska biriyle tanisip evlenen biri var ortada. Seyi dusunmeye basladim.. Belki de arama ayarlarimi yenilemeliyim :) Yani aradigim pattern'daki insanlar belki de beni mutlu etmeyecek cinstendir ve ben bunu bilmiyorumdur?!? Bana cok benzeyen insanlardan kacinip, belki de benle hic alakasi olmayan, benden tamamen bagimsiz birilerine yonelmeliyimdir? Ornegin Mikrobiyotik? :)
7 Kasım 2009 Cumartesi
Abu Dhabi
Ya hic bekledigim gibi cikmadi demek istiyorum! Simdi Abu Dhabi'deyim, aktarma ucusuma daha 2 saat var.. Ve ben burada duracagimizi duydugumda kiyametleri koparmistim dunyanin en kerbela yerinde duracagiz, Doha bile iyidir, niye Dubai'de durmuyor bu ucak diye veryansinlara girmistim.. Bir de burada calisan bir arkadasim var, aslinda tabi sektor itibariyle (insaat) cocugu baymis olabilir ortam. Ya da uzun vadede bayan bir yer olabilir Abu Dhabi bilemiyorum.. Ama bekledigimden cok daha guzel. Ozellikle ucakla sehre ilk inerken koskocaman ayin aydinlattigi sehri gormek inanilmazdi.. Demek ki neymis, seyahat ederken de onyargili olunmayacakmis. Tımam Örtmenim, ders alındı.
5 Kasım 2009 Perşembe
Going Home??
Gidiyoruz bakalim..
Singapur > Abu Dhabi > Frankfurt > Istanbul.
Almanya'da tez, staj, vize vs. islerini halledip yurduma donup kendimi ablamin guzel yemeklerine bogmayi amacliyorum. Babamin dizi dibinde oturup, boyle 5 yasindaymis gibi yasamak istiyorum bir sure.. Ne hayat gailesi, ne gecim derdi, ne de baska bir sey.
Sonra, bakalim neler olacak.. Uzun ya da kisa vade icin "evim" neresi olacak, gorecegiz..
Yandaki resim, Malezya aciklarinda, Guney Cin Denizi'ndeki super seker bir ada olan Tioman'dan. Ilk gidisimizdeki evimizdi kendisi.
High Context vs. Low Context Cultures
Abicim bu High Context Culture'a sahip ulkelerden ve vatandaslarindan nefret ediyorum! Low Context adamlar, mesela butun Almanya, Norvec, Amerika vs. sana ne diyorsa odur. Sana soyledigi lafin arkasinda yuz bin tane baska anlam araman gerekmez. Seninle sozlu iletisim kurdugu kadardir olan biten. Sustugu anlar hareketleriyle sessizce konusmaz seninle. Ama bu Allahin belasi Hight Context Culture kisileri, ki kendileri lutfen gebersinler, iste Ortadogulular, Asya'nin tamami, sana soylediginin sadece buz daginin tepesi oldugunu bilir.. Suskunluklariyla, hareketleriyle, mimikleriyle de iletisim kurarlar, bunlari sip diye okumani, sak diye anlamani beklerler.. Anlamazsan "Okuz Avrupali" olursun, incelikten uzak, odun yaftasi yersin. Sadece bununla da kalmaz bu adamlar, senin davranislarini da bu yolla okumaya kalkarlar. Uzun bir sure boyunca "ali topu at" kivaminda basit ve direkt bir iletisim yoluna sahip Alman'larla yasadiktan sonra, gerizekali tiplerin karsima gecip "Ama sen o gun o lafi derken kasin soyle kalkti, kafani boyle cevirdin, elini soyle tuttun... Abuzittin'le seni yan yana gordum, gozlerin cok anlamliydi, basini samimice cevirdin.. Ya sen onu dediginde sesinin tonu soyleydi.. Sen susunca ben de boyle yorumladim.." Ay bir dur ya! Bir yorumlama yani, benim soylemedigim seyleri soylemisim gibi davranma! Delirtiyorlar insani durduk yerde, bunu soyleyecegim hic aklima gelmese de, iletisimin "tuzu uzatir misin"dan ibaret oldugu spastik Alman muhabbetlerini ozledim. Mumkunse kendimizi alkole verelim, bir sure de konusmayalim.
Psychic v.2
Ama tabi gunduzleri tanidik ogrenciler geliyor surekli, muhabbet vs. derken beni 24 saat surekli Lounge'da gorunce killanmasinlar diye bir hikaye uydurdum (yani, okulda azcuk illegal olarak bulundugumdan geceleri, haberi alan yonetim beni direk yaka paca atabilir de :P), "Tez icin proposal yetistiriyorum Almanya'ya, haftaya da profesorle gorusmeye gidecegim icin uyku muyku olmadan full ona kasiyorum" diyorum soranlara..
Sonra nooldu? Almanya'daki profesorun doktora asistaniyla konustuk dun uzun uzun, abi herif demesin mi "E o zaman sen gelene kadar bize boyle maksimum 3 sayfalik bi thesis proposal yaziver!" O an icten ice "Nooooooooooooouuuuuuuuu..." diye ciglik attim, bir yandan da "Tabi canim, isteyin yeter"modunda bir seyler geveledim. Abi fena tirsiyorum ya, bu aralar soyledigim her yalan gercek oluyor.. Nedir olay biri bana buyu falan mi yapti? Imdat yaaa, ya da ben Freud'umun da onerdigi gibi, gerceklesmesini umdugum yalanlar atmaya baslayacagim, yoksa basima is acilacak!
4 Kasım 2009 Çarşamba
Mormon

3 Kasım 2009 Salı
Psychic

2 Kasım 2009 Pazartesi
Orhun Yazitlari Beni Anlatiyormus Meger!?!

Carter Can


Abicim burda "home & gardening" tv programlarina yeni bir anlam kazandiran bir abi mevcut. Ismi Carter, ve kendisi bir sirinlik abidesi! Bizdeki muadili, ne yazik ki, dilim soylemeye varmasa da Vahe Kilicarslan sanirim. Evinizle ilgili yapmak istediginiz ama yapamayacaginizi dusundugunuz her turlu renovasyon, konsept degisimi vs. bu abinin elinden opuyor. "You think you can't make it? Carter Can!!" de mottosu programin. Bizim MBA Lounge'daki tv'de ne zaman bu adam ciksa, odadaki kadinlarda bir kiprasma bir odaklanma oluyor. E haliyle erkekler bozuluyor bu ise, sıkılıp salonu terk ediyorlar. Bir ara resmen kadinlar matinesi halinde Carter'i izler olduk. Evet abicim, programi degil Carter'i izliyorduk, yalan yok! :) Turkiye'de de bulsunlar bir hottie, yaptirsinlar boyle ev programi. Sanirim stoktaki tek hottie Jess Molho, o da ufaktan karta kacmaya basladi. Benim onerim Zeki Demirkubuz'un "Kiskanmak" filminde oynayan genc cocuk. Ya da "Kis Masali"ndaki Masum da olur gibi. Cakma Mathew McConaughey.
Wat iz e traypod? Wat is e 29 ekim risepşın?
Simdi bende bir kuzen var, ki kendisi ailemizin biricigidir, cidden cok saygideger ve efendi bir adamdir. Televizyonda verdigi imaj gibi de okuzun teki degildir, gayet en asil duygularin insani, uyumadan once aglayan cinsten hani, oyle bir candir. Yaptigi muzik dolayisiyla ortamlarda cok zikretmekten hoslanmam akrabaligimizi. Arabesk-fantazi cinsinden pek damar sarkilari vardir. Ancak Singapur'dan artik ne kadar haberdar olabiliyorsam, bugun ogrendim ki, Cankaya'da 29 Ekim Resepsiyonu'na katilmis. Hos, katilanlar arasinda "gerizekali" tabir ettigimiz Vahe Kilicarslan olsun, Oktay Kaynarca olsun, boyle sacma sapan bunyeler de mevcut.. Neyse garip bir sekilde bir gurur seysi olustu bende bir anda. Sonra sozlugu actim, kim ne demis, acaba cok mu uzerine gitmislerdir diye ama su entry beni cidden kopardi!!! :
" bir kendi tipine bir de yediği hatunların tipine baktığımda tripod olduğuna yürekten inandığım şahsiyet." :)))
Yuru beaaa... Walla orasini bilemem ama, kendisi su zamanda etrafimda herkesin aradigi ama kimsenin bulamadigi, "adam gibi adam" turunun son orneklerinden biridir. Siviyorum!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)