Abicim insanin bazi aletlerle basi derde girebilir degil mi? Mesela cep telefonlariyla arasi iyi olmayan insanlar var, bilgisayarlarla anlasamayanlar, ne bileyim kendi fon makinasiyla kus bir kiz taniyorum mesela.. Her sacini kurutmaya calistiginda tam fonun ortasinda sac en kabarik haldeyken cazirdayip duruyor bu makina.. Iste ben de bu hikayelere benzer olarak, okulumuzun kampusundeki tuvalette bulunan fan'la gecinemiyorum. Ya hasta alet yaa!!! Boyle zaten buluttan nem kapip, en ufak bi esintiyle nezle olma belirtileri gosteren bana savas acmis durumda alet resmen. Her gittigimde son hiz calisirken buluyorum ve hemen kapatiyorum oh olsun!! Ne zaman ortada esyalarimi biraksam, ve tuvaleti kullansam, disari ciktigimda bir bakiyorum her sey yerlerde.. bu pis ucurmus iste.. :( Bi de boyle saga sola donenlerden bu, ama bu Chucky fan'in cidden seytani bir ruhu olduguna inaniyorum, her seferinde bile bile benim ustume ufluyor annecim imdat yaaaa!!!! :( Evet, yazinin sonuna gelirken, ya deli olduguma karar verdiniz, ya da siz de bana ak veriyorsunuz, sizin de etrafinizda boyle kotu ruhlu aletler var. Gecinemiyorum anacim bu fanla, resmen ne zaman gorsem boyle hirlayasim geliyor.. Neyse abi, oh icimi doktum rahatladim.
30 Eylül 2009 Çarşamba
26 Eylül 2009 Cumartesi
Bana Derler Big B!!
Abicim Endonezya'da simdiye kadar dogan en buyuk bebek karsinizda. Ben sahsen yanaklarini sikmak, isirmak, cimciklemek, aglayinca da Elmyra gibi sarilmak istiyorum kendisine.. Ne cici bir sey yaaa!! :)
Bu arada sezeryanla almislar, aman deyim :) Yandaki bicirik da kurdan gibi kalmis tovbeestagfurullah :P
Ben bugun bunu gordum!
Bugun dayanamadim F1 izlemeye gittim. Ayrica bir yazi yazicam bunun uzerine, ama su anda kulaklarim dibimden ucarak ziv ziv gecen o manyak arabalar yuzunden cazirdamakta. Kimi Raikkonen'in dunyanin en mal herifi oldugunu anladigimdan hemen sonra kesfettigim Fernando Alonso'yu biraz evvel bizzat gordum efenim. Evet o kafam kadar gozler, efet o naif latino havasi.. Evet! evet! evet!.. hatta..
ps: Bu arada kendisinin Oviedo'da dunyaya geldigini ogrenmis bulunuyorum. Abicim Vicky Christina Barcelona'yi izleyip de Oviedo gibi noname bir sehrin, beynine dunyanin en seksi yerlerinden biri olarak kazinmamis insan var midir acep? Ayrica arti puan topluyor Alonso.
25 Eylül 2009 Cuma
Dreamboy'dan Nightmare'e sunun surasi 20 kilo uzaklik varmis!!
Konu aslinda Val Kilmer degil. Kendisi benim icin hayattaki en birinc yakisiklilardan biri, ve kac kilo alirsa alsin umurumda da degil. Cok seviyorum, bir yandan bu haline de cok cok uzuluyorum. Eminim eski halini dusunup dusunup deliriyordur. Neyse, asil olayimiz bir Avustralyali kisi. Ki kendisine kisaca Adonis diyelim, bir fenomendi benim icin. Hayatimda bulundugu kisacik donemde, muhtemelen yillarca olan insanlardan daha da buyuk bir etki yaratip Singapur'lara kacti zamaninda. O zaman ben Singapur bileti icin para biriktirme manyakliginda falandim. Hadi gittin salak, nerde kalicaksin, ne yiyeceksin falan, bunlar umurumda degil. Zamaninda baska birinin pesinden de Israil'e apar topar gitmis biri olarak, takilmiyo bunye boyle detaylara. Neyse abi organik tarim manyagi, gitti Fransa'da organik bir uzum baginda karin tokluguna calisti kac ay. Sonra bu sarapciliga cok sardi, gitti koleksiyon/yatirim sarabi brokeri oldu. Evet efenim, bunun da piyasasi varmis. Neyse iyi hos, adamdan son bir kac aydir ses yok. Ki kendisiyle aman da aman medeni bir iliskimiz var. Super kanka komik bir sekilde hayatimiza devam ediyoruz. Derken bir arkadasi facebook'ta 3-5 resmini taglemis dun. Abicim bizim Adonis bildigin Patates olmus! Nasil ya! Adam daha 8 ay once kas yiginiydi. Nasil, hangi ara delirdin de aldin bu kilolari ayol? Iste bu nedenle koydum Val abinin resmini, ayni bunun gibi olmus benim Adoniscigim de.. Cok uzuldum cidden, insallah en kisa zamanda duzelir ve sahalara geri doner. Hayir ben Afrodit miyim ki bunlara laf edicem ama, icim aciyor yine de ne alaka sicmislar bu kadar bunyelerinin icine ikisi de.. Nedense boyle birden sismanlamayi depresyonla bagdastiriyorum ben sanirim, sanki hayatlarinda ust uste kotu giden bir seyler olmus, cok uzulmusler.. Hatta Val abinin olayinda, sanki Kortizon falan yemis gibi bir hali var. Hic de duymadim kanser tedavisi falan mi goruyor bilmiyorum ama, boyle birden sismanlamak bende hic hayra alamet seyler cagiristirmiyor. Ister istemez uzuluyorum. Hadi bir zahmet anacim ya, verin su kilolari! Siz de rahatlayin bu manyak sebelegi de rahatlatin!
24 Eylül 2009 Perşembe
The Brightest Day Since I Got Here.. Reflecting Happiness :)
Ay ay ay bana bir seyler oldu. 3 haftayi askindir hastayim ulen. Bu H1N1 influenza'dan beter pislik beni yerlerde surundurdu, sunumlarda rezil, yollarda perisan etti.. Bagirsak dugumlenmesi mi bogaz parcalanmasi mi sorularina gark edip, sesimin transeksuel gibi cikmasini sagladi. Hala buyuk kutlelerle mukoza salgilamaktayim. Oksur, tiksir, ogur vs. Hastalik bunyeden anca cikiyor sanirim.
Zaten keyifsiz oldugumda yazma istegi bir anda kayboluyor. Surekli aklima gelen onyuzbin fikri yaziya dokseydim 30 post olurdu bu ay. Ama mecalim yok cicim. Ufak ufak kendime gelmeye basladim, bu haftasonu F1 heyecaninda herkes zaten. Parti ustune parti, konser ustune konser, F1 eventleri almis basini gitmis.. Ben "katilmicam ulen" killigindayim. Bedava bilet suratima bakiyor, ben de gayet nemrut bir sekilde "seninle kicimi silecegim az bekle" modundayim. Cidden biktim aslinda bu sacma sapan donemde Singapur'dan da, hintliden de, kendimden de, hasta olmaktan da, gerizekali alman bankamdan da, okulumdan da.. Bir anda delirip Almanyadaki profesorume mail attim, "hadi ben bitirdim buradaki islerimi, isterseniz hemen geliym stajla beraber tez yazayim" dedim. Aslinda simdi dusunuyorum da, alakam yok bea.. Almanya'yla ne isim olur bu muazzam ulkeden sonra. Acik konusayim, imkan elverse, Turkiye'yle de isim olmaz.
Ya anlatilmaz yasanir bir yer burasi. Ilk olarak surekli yaz modunda olmasindan bir 10 puan kazaniyor gozumde. Tropikal iklim, yer gok palmiye. Boyle kapinin onundeki palmiye agacindan dusen hindistan cevizini al kir, suyunu ic hesabi. Oyle saf bir yasam var burda.. Mesela bugun, buraya geldigimden beri gordugum en parlak, en gunesli gun! O kadar parlak ki her yer, sanki gokyuzu yirtilip acilmis, cennetin isiklari insanin uzerine duserken, tanrinin seni kutsadigini hissediyorsun. Sicak bir sarilma gibi, tam olarak verdigi his. Bugun Graduate Hall'dan Business School'a yururken, onumden herhalde 30 cesit degisik kelebek gecti. Agaclardan yansiyan gunes isiklarini izlemek icin bir 10 dakika durdugum yerde kalakaldim. Hayatin stop tusuna bastim. Ve "phenomenon"da Jon Travolta'nin yaptigi gibi, sadece agaclarin yapraklarini sallamasini izledim. Nasil huzurlu bir ritueldir o! Allaam sana geliyorum modu :) Burada cok komik bir agac turu var, boyle horizontal bicimde yukseliyor, saka gibi. Ne zaman o agaci gorsem keyfim yerine geliyor. Diger bir guzel tarafi bu canim memleketin, insani efenim. Kabul etmek gerekir, boyle nemrut okuz simarik bencil benmerkezci bir Turk degilsen, aslinda Avrupali'lardan cok Asyali'lara benziyorsundur. Bir kere biz de kollektivist bir ulkeyiz Asya'nin cogu gibi. Sosyallesmekten, toplu aktiviteler yapmaktan, bol bol konusup dertlesmekten, hayati paylasmaktan hoslaniyoruz. Aha bunlar da oyle. Almanya'daki gibi, konuyu hedeften 3 saniye saptirinca bakislari boslasip "konuya gel" ayagi yapmiyor kimse. Bir kere cok dusunceliler, ayni Turkler gibi. Avrupa'nin coktan unuttugu insani incelikleri hala tasiyorlar. Kimseye direkt olarak zarar verecek bir davranis yapmamaya gayret ediyorlar. Ve ayni Turkler gibi, cin fikirliler anacim. Kurallarin arasindaki loop hole'lari bulmaya cok meraklilar. Avrupali'lar gibi, direkt cozum tek cozumdur hesabindan ziyade, etraftan dolasip, kestirmeler bulup cozup cikiveriyorlar isin icinden. Sehrin altyapisina ve gunluk hayata gelelim simdi.. Bir kere burayi ingilizler kurdugu icin, adamlarin altyapisi acayip saglam. Sagolsunlar mate'ler gitmeden zehir zemberek kurallari miras birakip oyle ayrildiklari icin sehirden, - malum insanoglu gerizekalidir, kurallari gozune sokmazsan hayatta iplemez hesabi, her yerde koca koca posterler "karsidan karsiya gecerken dikkatli ol", "dikkatli sur", "hiz yapma", "dikkatli yuz", "metroda yemek yasak", etc. - sehirdeki her sey tikir tikir islemekte efenim. İngili$ abilerin tek kotu yani su bizim "sagdan git sagdan gel" kuralimizin tersini isletmek olmus. Hadi yollardaki olaya alisiyorsun, surucu koltugu da sagda, ona da eyvallah. Ama yolda yururken de soldan yurumelisin, yuruyen merdivenelrde solda durmalisin, hep soldasin kisaca. Bu biraz garip kaciyor. Ama onun disinda her sey sukela. Tabi ki bu kucucuk sehir-ulke'nin Turkiye'yi kaca katlayabileceginden bahsetmeyecegim. Aman ulusalci yerleriniz falan kabarir, hic ugrasamicam. Ama bu bir gercek, herifler bildigin New York'u koymuslar Guney Dogu Asya'nin ortasina. Tek fark, palmiyeler ve surekli gunesli ve sicak iklim. Sicak dediysem de korkmayin hemen, bizim sicaklar gibi degil, 17-27 arasi degisiyor. Bazi bazi 32 fln oluyor. Ama mazallah Malezya'ya, Endonezya'ya git, 37-45 arasi, cazirdiyorsun direkt olarak.
Bir de bu sehir atraksyon sehri. Surekli bir yerlerde bir konser, bir sokak gosterisi, bir isik sovu, bir parti, bir sey mutlaka var. Dragonboating'den kayaking'e her tur su sporu, mountain climbing'den bungee jumping'e extreme sporlar, deli gibi her sey mevcut. Yeter ki enerjin ve paran olsun. Yani aslinda ben buradan cok memnunum. Imkanim olsa walla da billa ya yerlesirim, kalirim, vatandasi, kopee olurum o kadar. Gel gor ki bir ay sonra nerede olacagim belli degil. Oyle bir Nomad'imki "ben Nomad'in allahiyim" diyen benim gibi gocebe evsiz bise gormemistir hayatinda. Dur bakalim next destination nire.
10 Eylül 2009 Perşembe
Dexter izlediiim, cok mutluyuuumm
Almanya'daki her istedigim diziyi catir catir indirebildigim rahat gunlerimden sonra, Singapur'daki kampuste hic bir pok indiremeyecegimi, yalniz ve yalniz streaming'le izleyebilecegimi ogrendigimde kahrolmustum.. Diziport gibi guzide siteler turkce dizileri isik hiziyla yayinlarken, yeni ve iddiali yabanci yapimlari 1-kalitesiz 2-cok gec yukledikleri icin bir huzun cokmustu uzerime. Ama bugun siteye girdigimde ne goreyim? Yavrum Dexter kuzu kuzu duruyor orda!! Salya akita akita izledim, cok ozlemisim, 2 kan dokuldu vucut parcalandi keyfim yerine geldi vallahi. Ayrica yeni sezondan sukela quote: "Now I'm killing for two" :) Yirim!
9 Eylül 2009 Çarşamba
Su lanet gun bitemedi bir turlu..
Geberiyorum hastaliktan. Oksururken hapsirip, sonra da bagirsaklarim dugumlendi kaldi diye tirsiyorum nefes alamiyorum efenim. Oksurmekten ogurmeyi ben burada gordum ilk. Cok acayip yahu! Neyse asil konu bu degil. Bugun global marketing dersinde sunum yapacagimiz icin ebemiz seyoldu bir kac gundur. Dun gece de gelenler geldi, bir anda yaraticiligim tuttu butun sunumu degistiriverdim, tabi haliyle sabah 4 bucukta yatabildim. Ruyamda da sunumla ilgili bin bir aksakligi gordukten sonra erkenden uyaniverdim. Sunum oncesi rahatlamam icin arkadasimin elcegizleriyle hazirladigi vodka-kola karisimini otobuste unuttum. Derste oksuruk krizine girdigim icin bir 5 kez tuvalete gitmek zorunda kaldim. Artik morarmis suratimla sunum siramizi beklerken, sunumumuzun 3 hafta sonraya alindigini ogrendim. Bosu bosuna hasta hasta derse gelmisim, hatta bosu bosuna uykusuz kalmisim. Ustune ustluk, Rus hatun icin Cumartesi gecesi yapacagimiz veda partisi icin barbeku yeri kiralamaya calisirken, bir anda internet sitesi disari atti beni.. Ve simdi cumartesiye rezervasyon yaptirmiyor! Aksi gibi Singapur'da da ulusal parklar disinda barbeku yapacak yer yok. Isin yoksa yeni mekan bul. Simdi her seyin ustune bir de "ise yaramaz beceriksiz arkadas" oldum mu? Superlerden super begen! Uyusam da bitse bu gun artik.. Uykum da yok. Pof yaa..
8 Eylül 2009 Salı
"Zi Perfekt" German Family
Hayattaki en sevdigim Alman ailedir kendileri.. Az mi bea, ayni evi paylastik. Ben bunlarin aile olmadan onceki hallerini bilirim arkadas, manyaklar manyagi abim gecenin 2'lerinde elinde mikrofon piyano basinda dogaclamalar sergilerdi o zaman, partilerde kizlar yanima yanasip "Aaaayyyy, ev arkadasin cok yakisikliiiiii..." diye dil sarkitirlardi. Bilmezlerdi tabi ne manyak bir herif oldugunu :) Sonra melekler melegi hatun geldi de normale dondu bizimki. Walla 8 aylik hamileyken sevgilisi Karnaval'da gay partiye ev sahipligi yapacak diye evinden kalkip baska bir sehire giden, butun gece de herifi ayakta bekleyen baska hatun gormedim ben. Kadinlik ogrenmek lazim bundan ayol! :P Simdi ben nasil Singapur'da degisim ogrencisiysem, bunlar da Cin'e gidiyorlar efenim. Tabi ki ucakla degil! Siz onlari normal insanlarla karistirdiniz! Daha 6 aylik olmamis bebekleriyle once Moskova'ya ucup, oradan trans-siberian treniyle 10-15 gunde helak ola ola gidecekler. Herif icip eglenecek, hatun bebekle perisan olacak ama ses cikarmayacak.. Sonra da yapilmislar listesine bir tik daha atacaklar. Walla turk erkeklerinin yabanci hatun askini anlar gibiyim, ben sahsen o geziyi herifin burnundan getirirdim walla!
Nam-i deger "Ciplak Ayakli Kontes" efenim.. Evde robe de chambre'iyla bulasiklari yikamam icin beni az kovalamadi kendisi. En sevdigim profesorun odevini internetten arakladigim(!) anlasilinca derste surat yapip, eve donunce de bir baba edasiyla "Bugun yaptigin seyle ilgili iyice dusunmeni istiyorum. Son haftalardaki performansinin iyi oldugunu dusunuyor musun cidden? Bence sen basarili olursan ailen de sevinecektir. En azindan onlari dusun" konusmasini yapan kisidir de.. Universite yillarinin 3'unu uyusturucu seysi yuzunden pek hatirlamamaktadir ama, sonrasinda IBM'e girip super bir kariyer yapmis ve genclik gunlerini oracikta noktalamistir. Kendisini gecenin 3'unde bir duvara civi cakarken veya evin banyosuna muzik sistemi doserken gorebilirsiniz. Yaptigim hazir corbaya bakip "ama bu pocket soup" deyip yememis, ve kollari sivayip bana bildigin sebzelerden dogaclama corba nasil yapilir ogretmekten cekinmemistir. Futuristik kisiligi evin her noktasina sinmis, gunduz takimlari cekip ogrenci temsilcisi kimliginden, gece partiye giderken giydigi yirtik kotu, deri ceketi, agzinda sigarasi ve omzunda muziksetiyle sokakta bagira cagira sarki soyleyerek siyrilmasini bilmistir. Inanilmaz sakin kisiligi, ozellikle bir partide sarhos olup kendini sokakta calilarin yaninda zannedip aslinda evin antresine iseyen cocuga sefkatli davranislarinda kendini gostermistir. (Diger ev arkadasim Aurelien, Fransiz pisirigi olmasina ragmen ustune yurumustu walla herifin) Neyse efenim basladim mi susmam kendisi hakkinda, ozlemekteyim en nihayetinde sebelegi.
Hele bu, yirim! Elime dogdun hulean! Annesinin kucaginda uyumuyordu walla, benim kucagimda uyuyordu sebelek! Senin yuzunden kac ders kacirdim, kac projemden oldum, ama yuzume bakip gulumseyince her seyi unutuverdim. Babasinin oglu pislik!
Hele bu, yirim! Elime dogdun hulean! Annesinin kucaginda uyumuyordu walla, benim kucagimda uyuyordu sebelek! Senin yuzunden kac ders kacirdim, kac projemden oldum, ama yuzume bakip gulumseyince her seyi unutuverdim. Babasinin oglu pislik!
Ayrica kendilerini hayattaki en basarili buldugum couple'lardan biri ilan etmek isterim. Ozellikle hatunun sebati ve inadi sayesinde bu gunlere geldiler walla. Yani kac kadin, hastanede yeni dogum yapmis, ter icinde duruyorken, bebegin babasi bebege inanmayan gozlerle bakip: "Ya bunda bi sorun yok di mi? Ne bicim gorunuyo bu alien gibi!" deyince, "Hayatim sen hemen yolun karsisindaki pub'a gidiyorsun, 2 tek cakip geliyorsun" deme buyuklugunu gosterir sorarim size? Yolarlar adami ayol! Ben olsam omur billah basina kakardim herifin. Iste boyle herife allah boyle peygamber sabirli hatun veriyor. Sansli kopek! :)
4 Eylül 2009 Cuma
Almanya = Mezzanine
Neden nasil derseniz bilmiyorum.
Almanya'nin nev-i sahsina munhasir bir soguklugu, deliligi, umursamazligi, ozgurlugu, mukemmelligi var.
Bu sebepler cogu zaman onu aslinda olandan farkli gormeme sebep oluyor.
Mesela su yandaki resimler, Wiesbaden'deki evimin manzarasinin bir bolumu.. Gayet renkli olan bu manzarayi ben siyah beyaz goruyordum efenim, bildigin kisitli, limitli, sıkıcı, bunalimli, boguk, sus pus..
Iste bu nedenle ben Almanya'nin bana verdigi hisle Massive Attack'in Mezzanine'inin verdigi hissi birbirine cok benzetiyorum. Mukemmel bir parca, oldukca etkileyici, kendini ona teslim etmemek elde degil..
Ama bir yandan da bogucu, yorucu, insanin sinirlerini bozan, seytanlarini saklandigi yerden disari cikaran cinsten. Almanya da ondan kurtuldugun ana kadar seni ne kadar depresiflestirdigini hissettirmez sana, ay ne superim, mukemmelim, harikayim sanirsin.. Disari adimini attigin ansa "uff be ne depresifmisim oy gunes acti olley" modunda hayatina devam edersin. Sevmedigimden degil kesinlikle, ama genelde herkes Singapur'la Almanya'yi karsilastirmami istedigi icin bu aralar cok fazla dusunmeye vaktim oldu. Ve Almanya ayni Mezzanine gibi, sana mukemmel oldugunu, sadece dogru kistaslara gore mukemmel olmadigini gosteren bir ulke.. Verdigi tat hafif metalik, siyah beyaz, oldukca etkileyici ve keskin ama seni dogrudan mutlu eden, yasam enerjisi veren cinsten degil. Ben bugun bunu anladim efenim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)